13 Aralık 2013 Cuma

468 kere maşallah

Gün oldu 468, ben hala pek iyiyim. Kış uykusu devam etmekte. Kendini akışa teslim etmiş olan ben, doğayla birlikte dinleniyorum hala. Aslında dinlendim de bayağı. 33 gündür kaldığım taş ev bana çok iyi geldi ve iyice sakinledim. Bugünlerde yavaştan 'şimdi ne yapmalı?'lar dolaşmaya başlıyor zihnimde...

İzmir'de hava çok soğuk, Güzelbahçe'de daha da soğuk. Hava durumu takip etmiyor ve haberleri izlemiyorum ama anladığım kadarıyla şu anda birçok yerde mevsim normallerinin epey dışında bir soğuk söz konusu. Özellikle birkaç gündür sobamız odunları yutuyor adeta ama yapacak bir şey yok.

Çeşit çeşit yemek yapıyoruz. Yemekle de kalmayıp yoğurdumuzu, ekmeğimizi (en son mısır unu da ekledik ve mısır ekmeği yapmış olduk), reçellerimizi yapıyoruz. Reçel işi ilginç oldu aslında, zira ne Burcu ne de ben reçel meraklısıyız ama yapması çok keyifli. Bir önceki hafta sonu Urla'da topladığımız dağ çileği ve yaban mersinlerinden yaptığımız reçellere ek olarak, geçtiğimiz hafta Bayındır - Arıkbaşı Köyü'nde Jansetler'in evinde yapmış olduğumuz toplantı arasında Asil ve Ozan'ın bizim için toplamış oldukları mersinlerden de reçel yapıp duruyoruz bir haftadır. Dün son partiyi bitirdik ama fazla katılaşmış olduğu için biraz su ekleyip tekrar kaynattık ve görev bugün itibariyle tamamlanmış oldu. Dedim ya, çok sevmiyoruz aslında reçel yemeyi ama kendi reçelini yemek bir başka oluyor; ayrıca oraya buraya hediye olarak götürüyoruz falan, güzel oluyor. Bu kadar yemekten bahsetmişken, ben bir de yemekle ilgili bir blog açtım, biliyor musun? Çok iddialı olduğum ve ahkam keseceğim bir blog değil tabii; daha ziyade kendim için oluşturduğum bir blog, zira unutuveriyorum ne yaptığımı, nasıl yaptığımı falan. O yüzden çevrimiçi olarak her yerden ulaşabileceğim bir yerde yaptığım yemekler ve tarifleri dursun istedim. Faydalananlar da olursa ne ala, ama buradaki esas hedef kitle kendim. Şimdilik sadece 4 tarif koydum, birkaç tane daha koyup bir-iki de fotoğraf ekleyince paylaşacağım.

Jansetler'in evinde yapmış olduğumuz toplantı ise, topluluk olarak doğada yaşamak isteyen veya farklı bir takım arayışları olan kişilerin toplaştığı üçüncü toplantımız oldu. Birincisini Dalyan'da yapmıştık ve 2-3 yazı önce bahsetmiştim, ikincisi Olimpos'ta yapıldı (ben yoktum), işte bu da üçüncüsü idi. Yine çok güzel, çok keyifli falandı ama şimdi uzun uzun anlatmayacağım. Bu arada dördüncüsü de 20-21 Aralık'ta İstanbul'da gerçekleşecek. İlgilenen herkese kapıların açık olduğunu hatırlatmış olayım.

Bu süreçte Kutsal Ekonomi'yi, Aktif Umut'u, Şimdi'nin Gücü'nü, biraz biraz birkaç kitaptan bazı bölümleri ve Ot dergisinin Aralık sayısını okudum. Okuduğum şeyleri biraz daha derin, alt çizerek falan okuyorum, yoksa sanırım daha çok okurdum. Ha bir de Gülengül arkadaşımın kendi web sitesinden yayınlayacağı kitabını bitirdim dün. Bu kitabın düzeltmenliğini yapmamı rica etti benden ve ben de seve seve kabul ettim. Hikayeyi bitirdim ve bugün itibariyle de düzeltmelere başlıyorum. Uzun olmayan bir hikayesini anlatıyor kitapta ve dediğim gibi web sitesinden yayınlayacak; yani ücretsiz olarak okunmaya açacak. Dileyenlerin de ona armağanlarını göndermelerine açık; evet, bildiğimiz armağan ekonomisi. Örnekler epey çoğalıyor yahu şu sıralar, Komşu Cafe'yi duydun di mi mesela?

Bunlar dışında, Burcu'yla Şubat'tan bu yana yaptığımız mektuplaşmaları (e-mektuplar) okuyoruz ve hatta bunlarla ilgili bazı düşüncelerimiz var, yakında kokusunu alabilirsiniz. ((: Ayrıca Giftsion'u hayata geçirmek için heyecanlanıyoruz zaman zaman, bunu konuşuyoruz ara ara. Bir şey daha var konuştuğumuz ama bu şimdilik bende kalsın. Henüz emekliyor bile sayılmaz zira. Ama olabilse pek mutlu olacağım bir şey. Neyse çok gizemli oldu bu paragraf, sevmedim.

Bir de kendiliğinden beliren kısa vadeli planlar var. Salı günü Burcu gidiyor mesela ve bir aydan fazla yok. Ben bir süre burada takılıp okuma-yazma işlerine devam etmeyi düşünüyorum; sonra halet-i ruhiyeme göre bi' Ankara yapasım var ama bakalım... Sonra Ocak sonuna doğru Bayramiç'e gidip Yeniköy'ü, Orman Evi'ni, bir de Deryalar'ı ziyaret edesim/(iz) var. Sonra galiba bir süre daha taş evde takılıp Bahar'da yine yollara düşermişim gibi görünüyor, buradan baktığımda. Gerçi belli olmuyo da hiç bu işler...

Bütün bunların dışında 'kolektif yeni deneyi' de devam etmekte ve beni hala çok heyecanlandırmakta. Bu blogu okuyanlar içimden sohbetler'den de illaki haberdardır gerçi ama duymayan, bilmeyen varsa yine de bahsettiğim deneye buradan yönlendirmiş olayım. Ayrıca yeni destekçilere de açığım. ((:

< Son olarak da çok 'link' verdiğimin farkındayım, kötü oluyorsa söyler misiniz bana? >

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder