29 Ocak 2014 Çarşamba

Azıcık da iç sıkkınlığı

İstanbul beni çok yordu!

Geçen hafta her akşamı farklı arkadaşlarla, farklı evlerde geçirdikten sonra, hafta sonu yoğun geçen ve beni epey yoran Council eğitiminin sonuna geldiğimizde tükenmişlik hissiyatım epey yüksekti. Arada güzel bir gelişme de oldu aslında, Yeni İnsan Yayınevi'nden Aytaç ile görüştüm ve düzelti için bir kitabı aldım. Evet, önemli bir gelişme oldu yani: Uzun bir süreden sonra tekrar para kazanmaya başlıyorum, gibi görünüyor. Bununla ilgili de değişik bir hissiyattayım ama malum, ay sonu geldi ve yapıyor olduğum deneyin destekçilerine 2-3 gün içinde mektup yazacağım ve hissiyatımdan orada bahsederim ve sonrasında içimden sohbetler'de de paylaşırım. Zaten şu anda tam olarak idrak edemiyorum durumu...

Aslında hiçbir şeyi idrak edemiyorum. Kendimi hiç dengede hissetmiyorum birkaç gündür. Kendimle barışık da hissetmiyorum, hayret!

Zaten tam da bundan dolayı, bu akşam İzmir'e gidiyorum Burcu'yla. Her ne kadar beni çok yormuş olsa da İstanbul'la da tamamlanmış değilim çünkü. Bugün feysbuk'a şöyle bir ileti yazdım mesela:
Bu sefer böyle oldu. Görmek istediklerimin yarısından fazlasını (özellikle çok haberleştiğimiz, "görüşelim mutlaka" dediğimiz TuncaCagatayÖyküEmrah,LeventBarisMhmtPolat) göremeden, gördüklerimin de hiçbiriyle istediğim kadar vakit geçiremeden gidiyorum İstanbul'dan. Accık bitkinlik, yorgunluk gibi hislerle birlikte...
Halet-i ruhiyeme ve enerji durumuma göre !F İstanbul için yakınlarda dönebilirim de ama  Bakalum...
Not: Bu akşam Kadıköy civarlarında olacağım/olacağız. Yolu düşen ses edebilir.
Görüşebildiklerimle olan görüşmelerimiz de yetersiz geldi hep. Sorun tam olarak kısıtlı zaman da değil. Bugünlerde sıkça dile de getirdiğim üzere, birileriyle derinleşemediğim, gerçekten içlerinde neler olup bittiğini dinleyemediğim, aynı şekilde kendimi anlatamadığım görüşmeler, buluşmalar çok yüzeysel gelmeye başladı.

Tam açıklayabildiğimden de emin değilim ya...

Neyse işte, Begüm ile Pazartesi günü 360 TV'de canlı yayına çıktık, birçoğunuz izlemişsinizdir. Ondan da çok hoşnut değilim. Zaman tabii ki çok az geldi ve Hollande'ın askeri selamlaması da epey vaktimizi yedi. Zaten "dün"ün kavramlarıyla "geleceğin" düşüncelerini aktarmak başlı başına zor bi' iş. Hayır bi de saçım çok yağlıymış meğer, ona ayrıca gıcık oldum. ((:

Genel olarak da şehirde olmak, az-biraz da olsa haberlere maruz kalmak, birkaç kez de trafiğe... Bana yetti de arttı bile. İçim karardı da karardı. Her şeyin daha da sanallaştığını gördükçe fena oluyorum. Ne o öyle başbakanın hologramlı konuşması falan yahu?.. Veya Zincirlikuyu'da iyice yükselmiş olduğunu gördüğüm zorlu'nun bilmemneleri... Poff!..

Bu gece yolculuk, yarın sabah İzmir'deyim(z), hızlıca toparlamayı umuyorum. Zaten artık ilgilenmem gereken bir de "iş"im var, iyi gelir sanki...

3 yorum:

  1. Evet, bu bir süreç tabi. Yaşamadan bilinemeyecek denli belirsiz bir süreç... Yollarda olmak, bütün yerleşik düzeni değiştirme istenciyle dolmak da bir seçim. Önümüze çıkan her taş her karınca çok şey öğretir, yolda olan bunu bilir. Nasıl bilir? O meçhul.
    Bilir, hisseder. Sözcüklerle anlatılamayandır zaten o. Herkesin deneyimi kendine... Yolunuz aydınlık olsun. Sağlıcakla...

    YanıtlaSil
  2. Aşçı Fok'un yorumu çok güzel özetlemiş, biz yolda olanların durumunu... son aylarda, yıllarda yada anda neyse zaman işte acaba bu ne öğretti, bunda ne ders var diye düşünürken buluyorum kendimi ki buda pek sağlıklı değil herhal...

    Ne zamandır programla ilgili yazacağım, teşekkür edeceğim, olmadı. Yaa biz görmedik ki senin yağlı saçını. Bence güzeldi de, evet çok kısaydı. Ama bu yol ayrımına gelmiş kişilerin kafasında soru işareti oluşturmaya da yeterde artar kıvamındaydı... Tebrikler, teşekkürler tekrar.

    YanıtlaSil
  3. Aşçı Fok, Arzu, çok teşekkürler...

    Ayrıca Arzu, o şekilde düşünmek bence çok da sağlıklı valla. Niye öyle düşündüğünü bilemedim. Yaşadığımız her şey, edindiğimiz her tecrübe, bizim için armağan. Görmesini, anlamasını bilirsek...

    YanıtlaSil