Hemen söyleyeyim: 3 Eylül 2012’den beri süregelen göçebe
yaşamım 27 Mayıs 2014 itibariyle, yani 633 günün sonunda son buldu. Hem de bir
taşla çok sayıda kuş vurarak (bu deyim de pek sıkıntılı aslında ya…): Öncelikle;
evsizlik, odasızlık, eşyalarımın yurdun dört bir yanına dağılmış olması gibi
durumların beni artık yormuş olması sonucunda “evim” diyebileceğim belirli bir yere ihtiyacım vardı artık
ve bu ihtiyacım giderilmiş durumda. Şimdi, zaten çok az miktarda olan eşyaları
buraya toparlama zamanı. İkinci olarak, bu 633 günün başında aklımın
ucundan bile geçmeyen bir konu olan kırsalda, doğayla iç içe yaşama
düşüncesinin bu süreç içerisinde içimde ciddi bir şekilde kök salmış olması sonrasında,
şu anda ormanın içinde, görüş ve yürüyüş alanımın içinde deniz ve dağların olmasıyla
bu isteğimin de karşılanıyor olması. Üçüncüsü ise, yine bir süredir bir
topluluk içinde yaşamak istiyor ve şu anda tam da böyle bir “şey”in içine
düşmüş olmam!
Bütün bu güzellikler Muğla’nın Köyceğiz ilçesine bağlı olan
Çandır Köyü’ne (gudubet büyük şehir
yasası ile kağıt üstünde mahalle olarak geçiyor artık) yerleşmiş olmamdan
kaynaklanıyor. Begüm’ün çağrısı ile geldim buraya (yani Begüm’ün evine) ve
dokuz gündür burada yaşıyorum. Birkaç aydır burada yaşayan Bülent’in yanı sıra
yarın bize katılacak olan Burcu’yla birlikte ekip tamamlanmış olacak. Bu dörtlü;
birlikte yaşamayı, topluluk olmayı deneyimleyeceğiz.
Burası bir köy evi, kocaman bir bahçesi falan da var ama bir
şeyler yetiştirmek için sınırlı toprağımız var şimdilik. Evin arkasında iki
günde ufak bir bahçe oluşturuverdik Bülent’le ve biraz yeşillik, biraz da
biber, domates, kabak vs. ektik-diktik; bakalım hangileri yüzümüzü güldürecek.
Bunun dışında evin önü açıklık ve karşıda dağları, ağaçların
arasından da denizi görüyoruz. Her bir yanımız ağaçlarla, ormanla kaplı.
Komşumuz Güllü Abla’dan yumurta, süt gibi ihtiyaçlarımızı karşılıyor,
yoğurdumuzu yapıyoruz. Yakın gelecekte peynir de yapmaya başlarım diye
düşünüyorum. Bu arada ekşi mayalı ekmeğe de giriştim tabii hemen.
Köyden diğer kişilerle de tanışıyorum yavaş yavaş. Çok güzel
insanlar hepsi… Bir gün birisi kabak getiriyor, öbür gün bir diğeri domates
veriyor, diğer bir gün ise birinin bahçesine dut yemeye gidiyoruz…
Yakın gelecekte yaşamak istediğim yer buradan çok farklı bir
yer değil. Sadece daha fazla ekip biçebileceğimiz ve mümkün mertebe tüm gıda
ihtiyacımızı karşılama şansı bulacağımız, bir sürü de meyve ağacı
dikebileceğimiz bir alan olsa, bir de suya erişim kolay olsa yeter, başka bir
şeyde gözüm yok.
Aynı şekilde topluluk olma anlamında da bunun ötesinde bir
beklentim yok. Üçümüzün çok güzel bir uyum yakaladığını görüyorum, işler kendi
akışında akıp gidiyor, kimi zaman biri daha fazla sorumluluk alıyor, diğer bir
zaman bir başkası… Her türlü konuda ortak karar alarak, birbirimize danışarak
ilerliyoruz… Kimse kimseden bir şey yapmasını beklemiyor, bununla birlikte
yapılası her şey ahenkle halloluyor. Burcu da gelince bu ahengimizin daha da
güzelleşeceğinden eminim. Ayrıca para-pul konuları, ortak kasa oluşturma vs.
konularda da konuştuk biraz ama bunları Burcusuz karara bağlamak istemediğimiz
için askıya aldık, bekliyor.
Dedim ya topluluk olma anlamında başka bir beklentim yok,
hayal ettiğim gibi bir oluşuma doğru gittiğimizi hissediyorum hâlihazırda. Ha
bir tek, daha çok ekip biçtiğimiz, daha fazla işbölümü vs. gerektiren bir yerde
yaşamaya başladığımız zaman topluluk nüfusunun artmasını isterim sanırım; hem
işlerin daha kolayca hallolması hem de daha fazla sosyalleşme şansı sağlaması
için. O zaman iyice tadından yenmez herhalde…
Durumlar böyle işte. Seyahatlere, otostoplara son verecek
değilim tabii ama artık bi’ evim
var, dolayısıyla göçebe günler de son bulmuş oluyor sanki. Bu durumda belki de
–ve galiba– bu blogun son yazısı* olmuş oluyor bu. Vay bee!
Bu yolculuğumu takip eden, merak eden, ilham, destek veren
herkese sonsuz teşekkür!
* Bu blogun son yazısı muhtemelen ama yön değiştiren
hayatımda olan biteni yazmaya devam etmek istiyorum. Hatta şu anda deneyimlediğim(iz)
topluluk yaşamındaki tecrübelerimizi paylaşacağımız yeni bir blog açmayı
konuşuyoruz. Yakında kokusu çıkar. ((: