27 Nisan 2013 Cumartesi

Sıkıcı İstanbul

İstanbul'dan sesleniyorum şu anda; Çarşamba gecesi geldim. Çok kalmayacağım, sevmedim zaten İstanbul'da olma hissini hiç. İyiden iyiye kopuş...

Ama önce Flora günleri... Son yazıyı yazdıktan sonra Ayşe ve Selahattin Abi ile önemli bir konuşma yaptık ama galiba bu konuyu bir sonraki yazıya bırakacağım. Günler pek keyifliydi, günlük akışa destek olduğum, muhteşem doğanın ve Ayşe-Selahattin çiftinin sohbetlerinin tadını çıkardığım, yavaş ve usul birkaç gündü. Pazartesi gecesi itibariyle Bülent, Neslihan ve en aşırı tatlı kızları Elif de Flora'ya intikal ettiler. Bu arada Elif'in 3,5 yaşında olduğunu ve aramızda büyük bir aşk yaşandığını da paylaşmak isterim. Bülent bi'şey demiyo, neyse ki... ((:

Pazartesi gecesi uzunca sohbet, geç saatte yatış; Salı, gün içinde biraz çalışmaca, Umman'ı ziyaret, dönüş yolunda 17-18 gün sonra ilk kez yediğim kırmızı et (köfte yidik), akşam yine bol sohbet...

Ertesi gün, yani Çarşamba günü de, Bülentler'le yola düştük ve gece geç saatlerde İstanbul'a ulaştık. İstanbul'a gelesim pek yoktu aslında da, Pazar günü düzenleyecek olduğumuz Armağan Ekonomisi 101 atölyesi (merak edenler için, https://www.facebook.com/events/564716273559119/?fref=ts) için gelmeye söz vermiştim. Gelmişken de birkaç arkadaşımı görür, tekrar aşağılara inerim ve uzunca bir süre şehre adım atmam, diye düşünüyordum. Öyle de olacak herhalde. Hatta epey bezgin hissediyorum, birkaç arkadaşı görmek için bile çok fazla motive hissetmiyorum. Bir an önce kaçmak var aklımda, korkarım. Dün önce Deniz'le buluştum, akşam da Bürge'ye gittim ve orada kaldım. Burcu da vardı. Sabah önce Bürge, sonra Burcu evden çıktı ve sonrasında çok sıkkın hissettim. Akşam da Emin'e geldim ve şimdi oradan yazıyorum.
----------------------------------
Yok yok, akmıyo bugün; kaç saattir saçma sapan debeleniyorum klavye başında ve yazamıyorum.
-------------------------------
Bari eğlenceli bitirelim. Elif'le aramızdaki aşkın en büyük kanıtı (ki irili ufaklı çok kanıt var aslında), dün sabah yaşamış olduğumuz şu olay oldu:

Elif, odasından bir adet müstakil evden ve bir adet ağaç evden, birkaç da ağaç ve hayvancıktan oluşan maketi getirir.

Elif - Bak, (müstakil evi göstererek) burada annemle babam yaşayacak, (ağaç evi göstererek) burada da biz.
Emre - Biz derken? ((:
Neslihan - Kimi kast ediyorsun kızım?
Elif - Emre'yle ben.

Olay bu kadar net. Kafeslendim; mutluyuz, duyurulur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder