1 Nisan 2013 Pazartesi

çok iyi hissetmece!!!

Alanya'da hava çok sıcak, özellikle 2 gündür... 25 derece civarlarında; dün koşarken, denize giren insan sayısının epey arttığını gördüm. Yaşasın ki, yarın Burcu geliyo ve deniz sezonunu açacağız.

Çok güzel bir hafta geçirdim. Gerçekten de keyif durumumun iyiden iyiye tavan yaptığı günler. Yine hep evdeyim; 8 günde 3 kere koşmaya, 1 kere alışverişe, 1 kere de annemle hastaneye gittim. (Yok yok, çok mühim bi'şeyi yok, merak etmeyin.) Yazı yazdım, kitap* okudum, hayatımda ilk kez gönüllü editörlük işi yaptım. 'Active Hope' adlı kitabın son okumasını yaptım ve düzeltmelerimle birlikte dün Ayşe'ye yolladım. Kitap süper bu arada, okurken sürekli heyecan içindeydim. Basıldığında çokça duyuracağım; özellikle değişim için, dünya için kafa patlatanlara, emek verenlere pek faydalı olacağını düşünüyorum. Çok heyecanlı!

Keyif durumumun tavan olma nedeni de, kendimi iyice bırakmış olmam ve artık iyice rahatlamam. Tam bir akış hali... Gelecekle ilgili endişelerimin iyiden iyiye yok olma hali (ki bu ay işsizlik maaşım da bitti)... Özellikle de Armağan Ekonomisi Atölyeleri'nden sonra, iyiden iyiye güvende hissetmeye başladım. Bir sürü topluluğun parçası olmak, bir sürü harekete, kişiye destek olmaya çalışmak, şu anda verebileceğim her ne varsa vermek çok iyi hissettiriyor. Ve atölyelerde de hep konuşuyoruz, bu 'verme', 'paylaşma', 'ilişki kurma' işi, aslında aynı zamanda sigortamız. Kurduğumuz her ilişki, belki de en önemli olan şey olan 'sosyal sermaye'yi oluşturuyor. Bu konuda çok zenginleştiğimi hissediyorum.

Ben tek başıma ayakta durabilmek istemiyorum; ben kendi kendine yetebilen biri olmak istemiyorum; bu yanılsamalara inanmıyorum ve böyle bir şey mümkün de değil zaten; ben topluluk(lar) içinde var olmak istiyorum; elimden geldiğince, her neyim varsa paylaşmak istiyorum; ihtiyacım olduğunda da korkmadan, çekinmeden istemek, almak istiyorum.

Ohh, çok iyi geldi bunları yazmak!!!

* Oğuz Atay'ın 'Tutunamayanlar'ını okudum nihayet. 1-2 sene önce de 'Tehlikeli Oyunlar'ı okumuştum. Tam giremiyorum ben Oğuz Atay'ın kafasına; zaman zaman sıkılıyorum bile okurken, itiraf edeyim. Çok değişik ama; bi'şeyler de kitapları yarıda bırakmamı engelliyo. Birileriyle konuşmak isterdim bu kitaplarla ilgili.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder