5 Kasım 2012 Pazartesi

Yeniköy Çiftliği günleri (23-28 Ekim)

Gün 1 - Sabah kalktık, hava fena olmasa da riske girmeyip Yeniköy'e otobüsle gitmeye karar verdik. Kahvaltı, evden çıkış, otogar... (Giderken bir yandan da gelecek seferler için uygun otostop noktası baktık ve hafif raylı sistem ile Egekent 2'de inilirse oranın çok uygun olacağını fark ettik.)

Ezine'ye ulaştıktan sonrasını otostopla hallettik; önce Bayramiç'e gittik, oradan da Muratlar Köyü'ne kadar bir kamyonla ulaştık. İndiğimizde sağanak yağmur vardı, kahveye sığındık, azalınca düştük yola. Yolda Burcu'ya çifte sürpriz yapmaya karar vermiştik; önce ben gireektim, 5 dk kadar sonra da Argın... Yeniköy'e ulaştık; önce ben girdim çiftliğe, Burcu son ana kadar fark etmedi beni, sonra bi sürü sarıldık falan... Sonra da Argın geldi, yine aynı şekil... ((:

Domates soslu, cevizli erişte yedik, çok güzeldi. Sonra bira, şarap, ateş, ateşte pişmiş elma, kavun yedik. Pek keyifliydik.

Gün 2 - Kalktık ve tavukları, kazları, civcivleri ("bici" diyorlar), keçileri, kedi (Zoro) ve köpekleri (Duman ve Badi) besledik. Benim için ilkti bütün bunlar ve pek güzeldi. Şahane bir kahvaltı yaptık; özellikle taze çekmiş olduğumuz baharat karışımı (susam, çörekotu, haşhaş) ile zeytinyağı, acılı domates sosu, bi de peynir, bi de Derya ve Burcu'nun yapmış olduğu domates reçeli...

Gönüllü bir grup gelecekti bayram süresince orada olmak üzere. Öğleden sonra grubun ilk kısmı geldi; Kıvanç, İdil, Berna ve Banu. Yerleşme, ilk muhabbetler, oryantasyon... Sonra Burcu'nun annesi babası da geldi; ekmek yaptık, sonra Işıl Teyze ıspanak ve soğan çorbası yaptı. Çok becerikli bir insan kendisi. Ben saatlerce ateşle uğraştım, biraz acemilik belki ama çokça da yaş ve az odun olduğundan mütevellit çok zorladı beni. Burcu'nun ailesi gittikten sonra yine sohbet falan ettik, sonra da yattık işte.

Gün 3,4 - Her sabah olacağı üzere 7'de kalktık ve keçileri yaymaya çıktık bu sefer (dolaştırmaya verilen ad). Yine diğer hayvanların da beslenmesi falan... Bu arada gece geç saatlerde Ayşe, Murat-Dilşat ve aşırı güzel kızları Nergis de ulaştı çiftliğe.

Günler birbirinden çok farklı geçmedi. Günlük rutin işler, hayvanlar, ev işleri vs. Buğday ayıklama, tohum çıkartma vs. Gündüzleri daha bir iyi gibiydim de akşamları durgun bir şekil alıyordum; kötü değildi ama sadece benim için alışılmadık biraz. Grubu da sevmiş olmama rağmen çok fazla kaynaş(a)madım, uzak durdum genelde, sohbetlere çok girmedim falan...

Bu arada 4.gün Altan da katıldı gruba. Onun geldiği akşam köy meydanında bayram vesilesiyle düzenlenen şenliğe de katıldık. Sonrasında mutfakta grup olarak oyunlar oynadık, biraz ritm yaptık falan, eğlenceliydi.

Gün 5 - İşler biraz değişti, buradaki en keyifli günümdü. Sabah, Burcu'nun yoğun ısrarı üzerine kayalıklarda kahvaltı ile başladık. Kahvaltı öncesi Berna'yı, sonrasında da Argın'ı uğurladıktan sonra ormana gittik; çalı çırpı ve kozalak topladık koca koca çuvallarla. Çiftlikte onları güneş altına serdik, sonra erkekler olarak bir tur daha toplayıp geldik. Çok güzeldi bu işlerle uğraşmak. (Bu arada sabah keçileri yayan grup keçileri kaçırdı, ben toparladım.) ((: Tohum ve buğday işlerine devam ettik. Akşamüstü Burcu ve Nergis'le domates toplamaya gittik; zaten çok keyifli olan bu iş Nergis sayesinde süper geçti. Çoğunlukla yeşil domates topladık; samanla mı kaplanıyorlar ne, sonra kış boyunca olgunlaşan "taze" domates yeme şansı oluyor. Yöntemi tam bilmiyorum da öyle bi'şeyler... Akşam Altan süper börekler ayptı bize; bayıla bayıla yedik.

Sonra İdil bize yaprağın hikayesinden, topraktan, permakültürden bahsetti. Bayağı heyecanlandığımı hissettim bu -benim için- yepyeni olan konulardan. Devam da edecekti ama Burcu ile Gezijam ile ilgili konuşmamız gerekiyordu, o yüzden ayrıldık. Kalanlar devam etmişlerdir herhalde, sobada yaptıkları kestaneler eşliğinde... ((:

Gün 6 - Güzel bir güne uyandık, hava bayağı sıcaktı. Yine grup gündelik işlerle vs ile uğraşırken, ben de biraz kaytarıp yazı yazıyorken ve babama 10 dk önce 2 gün sonra geleceğimi söylemişken (o da iş durumları nedeniyle bir an önce benimle görüşmek istiyordu ve ısrarla ve acele olarak çağırıyordu) bir anda orada şimdilik işimin bittiğini, bir an önce Bursa'ya gidip babamı görmem gerektiğini hissedip ve karar verip, 10 dk'da toplanarak yola düştüm. Kıvanç beni yol ayrımına kadar bıraktı ve sonrasında 2 araç değiştirerek akşamüstü Bursa'ya ulaşmayı başardım. Bayram dönüşü olduğu için arabalarda hep dörder, beşer kişi vardı; biraz zor oldu ama halloldu işte ((:

Genel olarak baktığımda çok güzel geçen günlerdi. Tüm bu günlerin sonunda kendimi bu tip bir hayat yaşarken düşünebilmeye başladım; düşünebildiğime şaşırdım. Hala yüksek ihtimal olarak görmesem de olabileceğini düşünüyorum biraz biraz. Bu arada TaTuTa'ya (http://www.bugday.org/bugdaygil/Tatuta/?p=&ID=&lang=tr) üye oldum ve şu sıralar birkaç çiftlikte gönüllü olarak çalışmaya karar verdim. Şu anda araştırma sürecindeyim.

Yollarda ve özgür olma hali sürekli olarak kendimle ve dünyayla ilgili bir şeyleri keşfetmeme yol açıyor ama daha da zaman lazım. O halde devam...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder