4. günün sonuna geldik. Bu, Ekin'deki son günüm, en azından şimdilik. Uzun uzun yazmayacağım ama bir özet belki...
Bugün bütün gün evde oturdum; biraz GeziJam ile ilgili çalıştım, çokça Fikret Kızılok ve sonra Bulutsuzluk Özlemi dinledim saatlerce. Bu gruba bugüne kadar gereken önemi vermediğimi fark ettim; tüm şarkıların sözleri içime içime işledi resmen.
Akşamüstü olunca yemek yapmaya koyuldum. Dedim, "son günümde mutlu edersem bu insanları, yine gelmeye yüzüm olur hem.". Çok da mutlu ettim gibi. Bana numara yapmadılarsa her birini pek beğendiler. Hatta Sinan, ilk kez parça et yemiş çocukluğundan beri. ((: O kadar güzel yapmışım demek ki... Etli patlıcanlı bi yemek yaptım fırında, adını da patlıcanlı emre kebabı koydum; bir de yayla çorbası yaptım; bir de börülce salatası. Dünden kalan yoğurtlu semizotu (onu ben yapmadım) ve yemek sonrasında çayın yanında browni (onu da Ekin yaptı valla) de vardı. Biraz fazlaca yedik hepsinden.
Sonra da, 1 yıl boyunca dünyayı gezen bir adamın çektiği belgesel filmi (A Map for Saturday) izleyip, biraz da gaz alıp, günü bitirdik. Ekin yattı şimdi, Sinan "Karısını Şapka Sanan Adam" diye bir kitap okuyor, yeni başladı. Ben de günü özetliyorum; bundan sonra "Papalagi"ye başlayacağım.
Bundan sonraki birkaç gün çok hareketli; yarın gece Erdek'teyim, Cumartesi Çanakkale-Yeniköy, Pazar'dan itibaren 2-3 gün Çanakkale falan...
Not: Salı ya da Çarşamba günü dönmüş olacağım; nerede kalacağımı bilmiyorum. ((:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder