27 Eylül 2012 Perşembe

tam özgürlük hali

Dün (Salı günü) öğlen civarında İstanbul'a doğru yola çıktık. Akşam saatlerinde de vardık. Herhangi bir sıkıntı olmadan geldik sağ salim. Hülya (diğer bir jamci)'da kalacak gibiydim ama son anda Özcan (TEGV'de kısa bir süre beraber çalıştık ama çok iyi anlaşıyoruz)'a çevirdim rotayı. Bostancı'da buluştuk, ilk iş çok uzun zamandır merak ettiğim Yaşar Usta'dan dondurma aldık; gerçekten çok güzelmiş bu arada. Bostancı'ya yolu düşenler bunu atlamasın sakın. Sonra eve geldik, bi'kaç bira içtik, epey sohbet ettik, müzik dinledik. Özcan bi'kaç tane şarkı-türkü çaldı bağlamasıyla, söyledik beraber. Gayet keyifliydi yani...

İstanbul'daki üçüncü durağım Özcan olmuş oldu böylece. Bu akşam da buradayım. Yarın, Gezijam toplantımız var, onun sonrasında jamcilerden birinde kalırım muhtemelen. Önümüzdeki 4-5 gün sabah-akşam planım ve görüşecek kişilerim var bu arada. Pek yoğunum ((:

Bugün önemli bir gelişme oldu. Uzun zamandır direkten döndüğüm kararı nihayet aldım: Dans dersimi, yani an itibariyle var olan son sorumluluğumu bıraktım. Artık tamamen özgürüm işte. Ders verirken her ne kadar çok keyif alsam da, ve az da olsa bir gelir sağlamama yol açsa da bugünlerde bir nevi ayak bağıydı da aslında. Bi'yerlere gideceğim zaman beni engelliyordu, ya da dönmek istemiyorsam bile erken dönmek zorunda kalabiliyordum. Ne zamandır kafamda vardı da, bir türlü bırakamıyordum da. Neyse bugün bıraktığımı söyledim. Yerime bir eğitmen bulacaklar şimdi.

Bu arada İstanbul'dan da iyice uzaklaşmış hissediyorum. Hiç keyif vermiyor bu beton yığını ve kalabalık artık. 3 yıl önce İstanbul'u bırakma denemem olmuştu da sonrasında geri dönmüştüm. Ama bu sefer içimdekiler farklı ve daha ciddi bir kopuş var sanki. O zaman sadece iş hayatı beni geriyordu ve farklı bir şeyler denemek istiyordum; şimdi neredeyse bütün hayat geriyor. Her şey çok yapay, çok sahte ve çok yanlış geliyor. Metropollerde anlamsız hayatlar yaşıyoruz. Bununla ilgili -diğer blog'da- daha önce yazdıklarımı tekrar etmiyim şimdi ama öyle yani, çok boş geliyor bir sürü şey. Henüz bu hayatın yerine net birşey koymuş değilim ama göçebelik işine zaten bu arayış nedeniyle başlamıştım. Bi'şeyler yavaş yavaş şekilleniyor ve beni bi' yerlere götürüyor gibi sanki.

Şimdi ilk iş haftaya Alanya'ya, annemin yanına gitmek olacak gibi. Sonra GeziJam'in pilot uygulamasını yapacağız, aksilik olmazsa. Onun önüne ya da sonuna İzmir takarım, sonra da kara kış öncesi Doğu Karadeniz ya da Güneydoğu'ya doğru yol alasım var. Bakalım neler olacak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder