Bu arada bu göçebe günlere başladım da, neden başladım... Çok net bir hedefim yok. Ya da var mı acaba...
Benim hayattaki derdim büyük aslında: Sistemin ta kendisi, olan biten neredeyse her şey. Bu çalışma düzeni, sabah 9 - akşam 6'lar, (Tabii bununla kalmıyor ve çokça mesailer falan vuk'u buluyor. O zaman hepten kahroluyorum.) tüketim kültürü, yüzeysel yaşamlar, doğadan kopuş, her yeri tahrip etmeler, 3. köprü için yüzbinlerce ağaç kesmeler ve böylece milyonlarca canlının yaşam hakkını gasp etmeler... Gerçekten bu yol, yol değil.
Şimdi bunların her biri için yüzlerce yazı yazılır ve yazılıyor da... Burada bu konulara tek tek girecek değilim de, işte ben bunların dışına çıkmak istiyorum. Başka bir hayatın mümkün olduğunu, önce kendime sonra başkalarına kanıtlamak istiyorum. Evsizlik, bunun adımlarından biri. Yaşamak için çok az şeye sahip olmak gerekmesiyle ilgili bir parçası. Ama tek başına yetmez tabii. Yine de para lazım, değil mi? Şimdilik rahatım bu konuda neyse ki (işsizlik maaşından daha güsel bi'şey olamaz sanırım); ama işte zamanla, param olmadığında da yaşayabilmenin yollarını bulabilmeyi umuyorum. Türkiye'de ve dünyada ekolojik çiftliklerde gönüllülük, sokakta müzik yapma, belki dans etme ve hatta top vs. çevirme, GeziJam projemiz ve uçuşan başka şeyler... Takım elbisesiz, mesaisiz, ama aslında daha çok çalışılan, daha çok paylaşılan, daha doğal ilerleyen bir hayat.
Kendimi, mümkün olduğunca sistemin dışına çıkarıp, bir yandan da diğerlerine de ilham olma kaygım var. Elimden geldiğince bunları gerçekleştirmeye çalışıyorum işte şimdilik. 2 ay sonra bunlar çok saçma gelebilir veya mümkün olmadığını düşünebilirim. Ama sanmıyorum... Hem gelse de bi'şey olmaz ki...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder